@ysed
27 Ekim 2010 Çarşamba
VİTAMİN DEPOSU SEBZE VE MEYVELER
Artık hissetmeye başladığımız kış ayını sağlıklı bir şekilde atlatmak için ,yediklerimize içtiklerimize dikkat etmeli bol bol vitamin almalıyız.Ben şahsen fazla ilaç almaya karşı olduğumdan bu tür vitaminleri taze sebze ve meyvelerden karşılamayı seviyorum.Buyrun bakalım hangi sebze ve meyvede ne tür bir vitamin bulunuyor öğrenelim, genellikle hepimizin bildiği bir konu ama arada atladığımız yerler kalmasın diye bu güzel bilgileri paylaşmak istedim umarım faydalı olur.Sağlıklı ve mutlu kalmanız dileğiyle...
A Vitamini
Vücudun gelişmesi, göz sağlığı, solunum sistemi ve sağlıklı bir cilt icin gereklidir.
Karaciğer, yağsız et, süt, tereyağı, yumurta, yeşil ve sarı sebzelerde bulunur.
B Vitamini
B-1, B-2, B-6 ve B-12 vitaminlerini içine alan gruptur. Iştah, sindirim ve sinir sistemi için gereklidir.
B grubu vitaminler; tahıllar, yağsız et, böbrek, yürek, beyin, karaciğer, yerfıstığı, tavuk, ceviz, yumurta, kepek ekmeği ve yağlı tohumlarda bulunur.
B-1 Vitamini
Buğday, pirinç, mısır, yulaf, darı, çavdar ve bunlarla yapılan besinlerde, kepek ekmeğinde, mantar ve bira mayasında bulunur.
B-2 Vitamini
Süt, peynir, yoğurt ve koyu yeşil yapraklı sebzelerde vardır
B-12 Vitamini
Karaciğer, et ve yumurtada bulunur.
C Vitamini
Vücudun direncini artırır, mikrobik hastalıklardan korur, dokuların ve diş etlerinin sağlığı için lazımdır. En çok sigara içenlere gereklidir.
Portakal, mandalina, greyfurt, limon, havuç, çilek, kavun, taze kırmızı ve yeşil biber, beyaz ve kırmızı lahana, maydanoz, kuşburnu ve yeşil sebzelerde bulunur.
D Vitamini
Kalsiyum ve fosforun emilerek vücuda faydalı bir hale gelmesi, kemiklerin gelişmesi için lazımdır. Balıkyağı, süt ve tereyağında bulunur.
E Vitamini
Büyüme ve üreme için gereklidir. Buğday, pirinç, mısır, darı, çavdar, marul, soya, yerfıstığı, kabak çekirdeği, badem, susam, ceviz, zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısırözü yağı, pamukyağı ve yeşil sebzelere bulunur
K Vitamini
Kanın normal sürede pıhtılaşması için gereklidir. Et, karaciğer, domates, kabak, karnıbahar, ıspanak ve diğer yeşil yapraklı sebzelerde vardır alıntıdır
MUTFAK SIRLARI.......
Sebze Pişirirken:
Karnabahar, lahana, soğan gibi keskin kokulu yiyecekler pişirilirken tencere kapağı aralık tutulursa, kokunun yemeğe sinmesi önlenmiş olur.
Sebze yemeği pişirilirken yemeğe ekleyeceğiniz su sıcak olmalıdır. Yemeğiniz daha lezzetli olacaktır.
Yeşil renkli sebzelerin rengini korumak için tencerenin kapagı aralık tutularak buharın çıkması sağlanmalı veya yemek tencerenin kapağı sık sık açılarak pişirilmelidir.
Sebzeler haşlanarak kullanılacaksa, haşlama suyuna eklenecek bir miktar sirke, sebzelerin renginin korunmasını sağlayacaktır.Haşlama Yaparken(Kırıcı olmamaya tikkat edin:)
Makarnanın haşlama suyuna bir, iki baş soğan, havuç v.b.sebzeler koyarsanız daha lezzetli olacağını göreceksiniz. ü Et suyu yaparken mutlaka soğuk su ile haşlayınız. Böylelikle aromalar eşit oranda yayılır.
Hamur İşleri:
Eğer evde ekmek yapıyorsanız, içine koyacağınız bir miktar haşlanmış ve ezilmiş patates ekmeğinizin daha geç bayatlamasını sağlayacaktır.
Kekinizin kabarmasını istiyorsanız margarin ve şekerini iyi çırpın. Güzel kek yapmanın bir koşulu da margarin ve yumurtanın oda sıcaklığında olmasıdır.
Terbiye Yöntemleri :
Marine etme, etin taze ot ve baharatlı bir sıvı (marinat) içinde bekletilerek yumuşatılması ve tatlandırılmasıdır.
İşte size kolayca hazırlayabileceğiniz bir marinat: Bir miktar soğanı (ör.1 kg. et için 3 orta boy soğan) çok küçük parçalar halinde kestikten sonra bir tülbentin içine koyun ve suyunu bir kabın içine çıkartın.
Aynı kabın içine bir miktar zeytinyağıyla birlikte kekik ve defne yaprağı koyun. Eti bu karışımın içine yatırın ve 24 saat bekletin. Etinizin yumuşak ve lezzetli olacağını göreceksiniz.
Etler ızgara yaptıktan sonra bekleyecekse, saklama kabını önceden ısıtıp, ağzını sıkıca kapatmak, yiyeceklerinizin daha geç soğumasını sağlayacaktır.
mutfaksirlari.com ALINTIDIR
KIŞ ÇİÇEKLERİ
HERCAİ MENEKŞE:Bitkileri gözle görebileceğiniz noktalara, saksılara dikin.Küçük saksıların içindeki bir hercai fidesi bütün kış renk açlığınızı giderebilir. Aydınlık, yarı gölgeli ortamlar bu bitkinin yetişmesi açısından çok fark etmez. Her türlü toprakta özellikle rutubet varsa iyi gelişir. Çiçekleri 10 santime tadar büyüyebilir. Sanırım 20 - 30 değişik renk tonu var bu çiçeğin. Bahçenizdeki daimi yeşil çit önlerine beyaz, altın ya da mavi - mor renklerini dikebilirsiniz. Renkleri karıştırmadan büyük öbekler halinde dikmelisiniz. Böylece çok etkileyici olacaktır.
ÇUHA ÇİÇEKLERİ :Ülkemizde doğal olarak Karadeniz bölgesinde yetişir. Ancak bizim evlerimizde, bahçelerimizde yetiştirdiğimiz göz alıcı renklere sahip olan Çuhalar genetik laboratuarlarında geliştirilen çeşitlerdir.Eylül-Ekim ayında dikilir. Dikim sırasında bitkiler arasında bulundurulacak aralık ve mesafe 20 cm olmalıdır. 30-35 derecede yetişirlerse kırmızı renkli olurlar. 15-20 derecede yetişirse beyaz renkli olurlar. Ekim zamanına ve sıcaklığa bağlı olarak Kasım ortalarından Mayıs'a kadar çiçeklenirler
CYCLAMEN :Soguk havayı seven bir bitki oldugu icin sonbahar-kıs aylarında cicek acar. Yaz döneminde ise dinlemeye gecer. Cicekleri beyaz, pembe, mor veya kirmizi renktedir. Bazi turlerin yaprak uclari duz olurken bazi turlerin ise kivircikdir.
Aydinlik ve serin olan ortamlari severler. Diger ciceklerden biraz uzak bir yere yerlestirilmelidirler cunku temiz havaya ihtiyac duyarlar.
Topragi surekli nemli tutulmalidir.
Yapraklari kahverengiye donustugu zaman veya soldugu zaman dip kisimlarindan tutulup koparilmalidir.
Üçüncü Şahsın Şiiri
Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu ağlardım
Beni sevmiyordun bilirdim
Bir sevdiğin vardı duyardım
Çöp gibi bir oğlan ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu ağlardım
Ne vakit Maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kus gibi gülerdi
Bir rüzgar aklımı alırdı
Sessizce bir cigara yakardım
Kirpiklerini eğerdin bakardın
Üşürdüm içim ürperirdi
Felaketim olurdu ağlardım
Aksamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele seni kollarına aldı mı
Felaketim olurdu ağlardım
Attila İlhan
HAYATIN TADINI ÇIKARMAK...
Bir grup eski öğrenci, emekli hocalarını ziyarete gitmiş. İşlerinden ve sorunlarından söz etmişler. Hoca, iş yaşamında her biri önemli yerlere gelmiş eski öğrencilerine, kahve ikram etmek üzere mutfağa gitmiş. Biraz sonra değişik boy, renk ve kalitede birçok fincanın bulunduğu bir tepsiyle geri dönmüş.
Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanları ve kahve termosunu masaya koyup, kahvelerini oradan almalarını söylemiş.
Tüm eski öğrenciler, kahvelerini alıp koltuklarına döndüğünde, hocaları onlara şunu söylemiş:
- Farkına vardınız mı bilmem. Zarif görünümlü, güzel, pahalı fincanların hepsi alındı, masada yalnızca ucuz ve basit görünümlü fincanlar kaldı. Elbette ki kendiniz için en güzelini istemek ve onu almak çok normal ama işte bu demin bahsettiğiniz problemlerinizin ve stresin nedeni. Hepinizin istediği fincan değil, kahve iken, bilinçli olarak her biriniz birbirinizin aldığı fincanları gözleyerek, daha iyi olan fincanları almaya uğraştınız. Yaşam kahveyse; iş, para ve mevki fincandır. Bunlar yalnızca yaşamı tutmaya yarayan araçlardır ama yaşamın kalitesi bunlara göre değişmez. Bazen yalnızca fincana odaklanarak, içindeki kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz.
Alıntıdır
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)