24 Şubat 2009 Salı
KADININ SADAKATİ
Eski zamanlarda kadınlara düşkün olan bir padişah varmış. Terasında otururken, vezirinin terasındaki bir cariye gözüne ilişmiş. Cariye uzun boylu, kara gözlü, ay parçası gibi bir kızmış. Ertesi gün vezirini bahane ile ülke dışına göndermiş. Ve vezirinin evine gitmiş. Cariye gelenin padişah oldugunu anlamış, hürmetle ve buyuk bir nezaketle ağırlamış. Padişah cariyenin bu inceliginden çok hoşlanmış. Cariyeye açılmış. Cariye de "isterseniz bunları yemek yerken konuşalım" demiş. Padişah hayli memnun olmuş. Cariye mutfaga giderken padişahın görebileceği bir yere ahlak kitabını koymuş. Cariye mutfaktayken padişah kitabı okumuş ve yaptıgından utanmaya başlamış. Cariye sofrayı hazırlamış. 90 çeşit ayrı ayrı yemekler sunmuş. Padişah her birinden yemiş ve cariyeye "bunların herbiri arklı yemekler ama tatları aynı" demiş. Cariye de "padişahım, tüm kadınlar farklı farklı oldukları halde tatları aynı değil mi?" diye sormuş.
Padişan cariyeden özür dileyerek, büyük bir utanç içinde vezirinin evinden ayrılmış..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
Tebrikler,umarım erkekler ders alır...
Hem ilginc,hemde bir korku basiyo,yani sanki farketmiyo hangi kadin olcak tadi ayni nasil olsa...
Erkekler maalesef ki her çiçekten bal almayı seviyorlar. İhşallah bundan ders alırlar. çok güzel bir hikaye bulmuşsun.
Aferin o padişaha..
Valla çok anlayışlı ve edepliymiş..
Ciddiyim ya..Harem kuran padişahlarımızdan biri basit bir cariyenin verdiği dersten bu kadar etkilenmiş demek?
Alkışş !!!
Padişaha da vezire de baştan ayıp...Cariye de ne demekmiş?...O kitabı,o devrin tüm erkek nesline küçükken okutmak gerekmiş ki öğrenip de sonradan yanılmasınlar...
Adı "masal" da ya "gerçek" payı????
Yorum Gönder